Ceyhun Yılmaz Sözleri

Bana da yazıklar olsun. Çağırsan yine geleceğim.

Saçlarından ödünç ver. Dört bahar geçti. Çiçek kokusu öpmedim. Çok oldu mutluluktan vazgeçeli. Gülüşünden ver ömrümden al.

Boğazımda düğümsün. Yutkunsam gideceksin, yutkunmasam ölürüm.

Duvardaki yangın düğmesini örten cam parçasıyım, kurtuluşun olacaksa hiç düşünme ayakkabının topuğuyla kır beni.

Senin de işin zor. Baksana, ne yapsan seviyorum seni. Öyle ki, sensiz bile.

Öyle bir yerden kırdın ki beni. Tam iki ye bölündüm. Boşuna anlatma yanlış anladıklarımı. Sadece yarımım. Ne seni ne sesini tanırım.

Olmadı. Sensiz uyanmamak için. Bu gece de uyunmadı.

Dün bir şarkı çıktı radyoda, yarısına ben eşlik ettim yarısına gözlerim. Söylemek çok acıtıyor ama ben seni çok özledim.

Üç şeyden yoruldum; ağlamak, affetmek, hayal kurmak.

Gideceksen git, inan beddua bile etmem sana. Bilemem çünkü isabet eder mi ikiyüzlü suratına.

En çok da kendimden özür dilerim. Çünkü bana çok yanlış yaptım.

Hani anlat desem içindeki sevgiyi; ilk kelimenden sonra kaç dakika sürer? Söylesene beni kaç harfle sevdin?

Gözlerine bakarken umurumda değil mevsimler. Gülüşün hep deniz kenarı bana.

Her ayrılığın tokat gibi. Şamardan anlamaz bu kalp Kaç kere öldüm hatırlamıyorum bile. Yalnızlık beni sallayamaz, düşer kalkarım.

Bu da benim yeteneğim. Olmasan da severim seni, hatta ayrılırım senden, haberin olmaz.

Yakalanmamak için kızın adını telefonuna erkek adıyla kaydedenin hayatı; başka bir telefonda kız adıyla anılmakla geçer.

Sevdiğim ikinci kadınsın sen. Birincisi annemdi. O doğurdu, sen öldürme.

Kimin bu hüzün? Benimse eğer neden içim titriyor hep? Seninse eğer ne işi var bende? Gel bir gece yarısı, al hüznünü. Gel geceye bile söylersem namerdim, gel.

Aşk yalansa, neden bu kadar gerçek aşk acısı?

Kulaktan kulağa oynamak kadar ilginçtir aşk aslında. Sen ona ‘seni seviyorum’ dersin, o başkasına.

Ben sana yanarken  şimdi, sen kim bilir nerede üşüyorsun?

Öyle bir zamanda gel ki vazgeçmek mümkün olmasın. Belki bin tane aşktan geçmiş olayım ve hiçbiri gözümde olmasın.

Sen bana hayır dedikçe, güçlü hissediyorsan kendini, al güç senin olsun.

Yalnızca yağmur yağdığında seviyorum bu şehrin insanlarını; herkesin yüzü ıslak, başları eğik, herkes benim hep olduğum gibi.

Gel dedim. Uzak dedi. Bilemedi. Gün gelecek, uzak dediği kadar bile yakın olmayacağım ona.

Keşke pin kodunu 3 kere yanlış girince kitlenen telefonlarımız gibi, kalplerimiz de 3 kere yanlış insanları sevince kitlense.

Başkasını sevdiğini duyduğumda üzülmedim, seni sevdiğime üzüldüğüm kadar.

O kadar yoruldum ki artık hayattan. Yoldan geçen bir taksiyi çevirip, uzaklaşan hayallerimi takip et diyesim var.

Doğru insanı arayıp durmuş herkes aşık olmak için. Kimse  uğraşmamış doğru insan olmak için.

Senin de duyman gerekenleri, sana söylemek içimden gelmiyor. Seni affetmiyorum, konuşmuyorum ve merak edersen, bil. Seni seviyorum.

Yalnızım merak etme, başka bir memnun oldu mu ziyan etmemek için tanışmadım kimseyle.

Kaç sitem, kaç boş vermişlik indiriyorum yüreğime. Öyle çok konuşacaktım ki, anla ne kadar sustum işte.

Herkes sevdiğinin peşinde boşuna koşmak yerine, kendisini sevene evet dese; bitecek bu film.

Mesela ilerde çocukların “anne senin ilk aşkın kimdi” dediğinde eski resimleri çıkarmak yerine “babandı” diyebilmeli insan.

Konuştuğun kadar şerefli olsaydı hislerin; şerefini iki paralık etmezdi seçimlerin.

Bana kötü sözler söyleme. İyiliğin kalsın aklımda. Bağırma bana. Ben seni duyamam şimdi. Kavga edemezsin ki artık benimle. Ben sana sadece ‘susarım’ artık.

Telefon rehberi mutsuzluk verir insanlara, dost diye geçinip, en zor anlarında aramayan sahtelerin yazılı belgeleridir aslında.

Ne canın olmak istiyorum ne de her şeyin. Sadece dişin olmak istiyorum. Beni bıraktığında Çürüyüp canını yakmak için.

Terk edilirken görüşürüz kelimesi kadar acıtan bir şey yoktur hayatta. Öldürdüğü yetmezmiş gibi, bir de umut verir adeta.

Merak etme üzülmüyorum peşinden. Ki sen bana unuttum derken, senin kim olduğu hatırlamaya çalışıyordum ben.

Kime güzel bir söz söylesem ona aşık olduğumu sanıyor. Oysa ben onlara değil, o sözü söylerken hayal ettiğim kişiye aşığım.

Biten bir aşkın ardından ağlanmaz, yeniden başlanması için çabalanmaz. Sen benim için öldün, bilirim ki ölüler bir daha canlanmaz.

Seninle her şey güzeldi. Sensiz daha güzelmiş. Seninle yaşamamak lazım. Senden sonra yaşanmıyor zaten.

Başucuma bıraktığın gülleri koklayamadım bile ve sen giderken ayağa kalkıp yolcu edemedim, kusuruma bakma. Dün gece ölmüştüm.İlk defa ayağıma kadar geldin ve ilk defa bu kadar üzgün gördüm seni. Daha önce yanımda hiç ağlamamıştın. 

Bir kravat boynumda. Ne zaman ayaklarımın altındaki sandalye, çekilecek diye bekliyorum, ellerim arkadan bağlandığı için, giderken alkışlayamıyorum bu hayatı, boynumu kırabilir bu ip, ama bil ki, gülümseyişime engel değil hiç bir kırılma ki ben. Sen gittiğinde daha çok kırılmıştım, üstelik ayaklarımın altından kaymıştı zaten hayatım.

En yakın deniz kenarına atıyorum kendimi. Her dalga halime üzgün. Her dudakta bana tebessüm. Ne vardı diyorum ah ne vardı. Şu kaldırımda resmin olsaydı. Eğilip öperken ben görenler. Varsın dileniyorum sansaydı.

Sevemedim pazar günlerini. Ya okulu düşündüm. Ya da babamın şehir dışı kamyon şoförlüğünü. Hiçbir şey sevdiremedi pazarları bana. Bilsem bir pazar günü geleceksin. Islatacaksın dudaklarımı. Sevmez miydim canım pazarları. Tam özür dileyecektim bütün pazarlardan. Gittin. Eski pazarları bile özlettin.

Bunlar da hoşunuza gidebilir...

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

akun slot gacor
mega sloto
bandar togel online Slot Gacor slot88 maxwin slot resmi thailand slot resmi thailand
slot gacor
https://maspasha.com/
slot gacor
https://punchermedia.site/
https://bkpsdm.tanahlautkab.go.id/galaxy/
max88
https://143.198.234.52/
sonic77
https://159.223.193.153/